30 Ekim 2013 Çarşamba

yarım kalan şarkı

Ve durdu saatler
Susuyor seni zaman
Sesin döndü kulağımda
Dedi uykudan uyan
Yine böyle bir aksamdı
Sen gülüyordun ya gözlerimin içine
Fesleğenler boy vermişti
Gökten parlak bir yıldız düştü peşine
Sakladım gözyaşlarımı bir gün geri dönersin diye
Soldu resimler hatıranla, lalalalaaaa
Sakladım gözyaşlarımı bir gün geri dönersin diye
Soldu resimler hatıranla geçti baharın söndü bile bile
Şarkılar söyledi rüzgâr
Boş bir şarap şişesinin dudağından
Kalbim öyle bir yanmış ki
Silinmiyor yüzün hiç yüzümün yarısından
Sakladım gözyaşlarımı bir gün geri dönersin diye
Soldu resimler hatıranla, lalalalaaaa
Sakladım gözyaşlarımı bir gün geri dönersin diye
Soldu resimler hatıranla geçti baharın söndü bile bile


8 Eylül 2013 Pazar

eriyen kar gibiyim ellerinde!


5 Eylül 2013 Perşembe

kördüğüm_


31 Ağustos 2013 Cumartesi

çığlık...



Eskisi kadar özlemiyorum seni,
Ve ağlamıyorum olduk olmadık zamanlarda.
Adının geçtiği cümlelerde, gözlerim dolmuyor.
Yokluğunun takvimini tutmuyorum artık.
Biraz yorgunum....

Biraz kırgın.
Biraz da kirletti sensizlik beni!
Nasıl iyi olunur henüz öğrenemedim ama
“İyiyimler” yamaladım dilime.
Tedirginim aslında, seni unutuyor olmak,
Hafızamı milyon kez zorlamama rağmen yüzünü hatırlayamamak korkutuyor beni.
Gel diye beklemiyorum artık,
Hatta istemiyorum gelmeni.
Nasıl olduğun konusunda ufacık bir merak yok içimde.
Arasıra geliyorsun aklıma, banane diyorum.
Benim derdim yeter bana banane!
Alıştım mı yokluğuna?
Vaz mı geçiyorum, varlığından?
Tedirginim aslında,
Ya başkasını seversem?
İnan o zaman seni hayatım boyunca affetmem...

Etiketler: , , ,

28 Mart 2013 Perşembe

dağınık...

Evimin, şu talan olmuş yüreğimin dağınıklığını bağışla.Otur şöyle, bir sigara yak(ayım). Konuşalım. Sözcüklerle değil, sevdamızla konuşalım. Anlatalım herşeyi. Sonra söz bitsin. Ölüme kadar yalnızca susalım.Affet beni, seni aşkın o dünyevi oyunlarından mahrum bıraktım. Belki de bunun için gözyaşlarıyla kazandığın ve yitirmekten çok korktuğun bir sevgiliyi sever gibi değil, sesini birtürlü susturamadığın vicdanını ya da o kusursuz ve daimi sevgisinden bunaldığın ve bu yüzden incitmekten asla çekinmediğin....
sever gibi sevdin beni...

20 Mart 2013 Çarşamba

sadem


17 Mart 2013 Pazar

can yoldaşım


Buz kesti yüreğimi; sen yoksun diye.
Odamda öylesine tek başına dolanır dururum gecelerce...
Elimde senin resmin:
Hani şu çerçevesiyle getirdiğin!
Ve bir anı gözlerimde...
Islanırken akan damlaların altında sıkıca sarılmıştın bana !
Kulağına fısıldamıştım, hatırla:
''Sana benden, bana senden başka herkes yabancı herkes el.
Birgün ne olursa olsun, ne yaşarsak yaşayalım; asla birbirimizi bırakmak yok, terketmek yok asla!''
Ama şimdi bilmiyorum...
Neredesin, nerede?

24 Ocak 2013 Perşembe

sen...


Sen;  yaşadığım tek pişmanlığım,

 Yüzümdeki çizgim, kalbimdeki ahım!

 Sığındığım liman, sarıldığım yılan;

 Bi baş belası...

Sen;  her gördüğümde acıyarak baktığım,

 Ve ağıtlarla arkamda bıraktığım!

 Hayatımın en büyük hatasısın, sen...

Ve ben; bir gülüşün uğruna dünyayı veren,

 Karşılıksız, çıkarsız, delice seven!

 Bugünlerde seni kalem kalem silen...

 Yine ben; kaçırdığın belki de en büyük şansın,

 İlk göz ağrın, hesapta yol arkadaşın!

 Şimdilerde izine az rastladığın...

Sen; her gördüğümde acıyarak baktığım,

 Ve ağıtlarla arkamda bıraktığın!

 Hayatımın en büyük hatasısın, sen...

Sen;  yaşadığım tek pişmanlığım,

 Yüzümdeki çizgim, kalbimdeki ahım!

 Sığındığım liman, sarıldığım yılan;

 Bi baş belası...

Sen;  her gördüğümde acıyarak baktığım,

 Ve ağıtlarla arkamda bıraktığım!

 Hayatımın en büyük hatasısın, sen...

Ve ben; bir gülüşün uğruna dünyayı veren,

 Karşılıksız, çıkarsız, delice seven!

 Bugünlerde seni kalem kalem silen...

 Yine ben; kaçırdığın belki de en büyük şansın,

İlk göz ağrın, hesapta yol arkadaşın!

 Şimdilerde izine az rastladığın...

Sen; her gördüğümde acıyarak baktığım,

 Ve ağıtlarla arkamda bıraktığın!

 Hayatımın en büyük hatasısın; sen...

2 Ocak 2013 Çarşamba

son nefes...

Öyle çok şey var ki,
Şimdi burada anlatmak istemiyorum..
Sen de ince sorularınla
Beni incitmesen, iyi olur..

Yağmurlu ve uzun bir yolu
Düşe-kalka yürümeye çalıştık
Ve inanılmayacak kadar duygusal
Bir geçmişimiz oldu seninle..
Üstelik biz bunu, bir ömür boyu
Sürüp gider sanmıştık..

Beni tutma, böyle sahnelere gelemem.
Beni tutma, çok kötü yanılırsın.
Yıllardır öyle biriktim ve öyle gerildim ki
Şimdi topyekün boşalırım,
Toz olur dağılırsın..

Sen benim en ince telimden
Türkümü çaldın.
Sen benim en ücra duygularımı
Talan ederek beslendin.

Her şeyin merkezi sendin,
Her şey senin etrafında dönerdi.
Bar köşelerinde tükenip
Kaldırımlarda sınarken kendimi,
Gelip sana sığınırdım,
Umutlarım bir kez daha gümlerdi..

Beni tutma, şantajlara boyun eğmem.
Beni tutma, hırsımdan çatlarım.
Yıllardır öyle sabrettim ve öyle doldum ki
Şimdi yanardağlar gibi
Birdenbire patlarım..

Bir yavru serçe, hayata alışır gibi
Ağzım açık bağlandım sana.
Bir topal karınca, yuvasına yaklaşır gibi
Titredim, heyecanlandım sana.

Bu akşam, çekip gitmek adına
Bütün ömrümü ve seni sildim.
Bir tuhaf senaryoydu ve bu senaryoda,
Zavallı bir figürandım sadece.
Anlatamam..
Kumlara yazılmış sözcükler kadar
Kısacıktı ümidim.
Ve anladım ki birtakım şeyleri
Ben daha ilk dalgayla yitirdim..

Beni tutma, ben senin dizlerine çökemem
Beni tutma, elinde kalırım, kırılırım.
Yıllardır öyle daraldım ve öyle bunaldım ki
Şimdi bir saniye bile oyalarsan,
İnan ki çıldırırım...

Sen, kalbimi emanet edecek kadar
Güvendiğim, dost bildiğim..
Sen bir lokmayı bile,
Tek başıma hazmedemeyip
Birlikte yediğim..
Sen, yatalak olsan, altına yapsan bile
İğrenmeden alırım dediğim..
Bu nasıl insanlıkmış ulan,
Bu nasıl arkadaşlık, bu nasıl vefa?
Bu nasıl acıymış ulan,
Bu nasıl vicdansızlık, bu nasıl cefa?

Beni tutma, gazabım yakar ellerini.
Beni tutma, hurdahaş olursun.
Yıllardır öyle kırıldım ve öyle küstüm ki
Şimdi bir ah ederim,
Kaskatı kesilir, taş olursun..

Ben şimdi gözüne sokuyorum dünyayı
Ama sen körsün, ısrarla görmüyorsun.
Ben şimdi beynine çakıyorum hayatı
Ama bir türlü algılamak istemiyorsun.

Peki, benim gördüklerimi gördün
Ve yaşadıklarımı hiç yaşadın mı sen?
Peki, devrik heykellerin önünde,
Düşsüz yanılgıları ve yüce gururlarıyla,
Yoksul fakat dürüst,
Çıplak bir sütun gibi dimdik duranların
Acısını hiç taşıdın mı sen?

Beni tutma, gömleğim kan içinde.
Beni tutma, darmaduman olursun.
Yıllardır öyle çok yedim ve öyle çok doydum ki
Şimdi bir tükürürüm
Havan bozulur, rezil olursun..

Ey, kir içinde yüzenler, hayatı kirletenler
Her devirde borusu ötenler!
Ey, darbe kaçkınları, ortayolcular, dönekler,
Ey, sümüklü böcekler!
Ey, bölenler, bölüşenler,
Kardeşi kardeşe kırdırıp kanla sevişenler!
Ey, gençliğimizi harcayanlar,
Ey, kağıttan kaplanlar, ey zavallı sıçanlar!
Ey, ciğeri beş para etmezler,
Sıkıyı gördü mü fellik fellik kaçanlar!
Ey, fırsatçılar, cepçiler, hortumcular, tokatçılar,
Vurguncular, voliciler, üçkağıtçılar!
Ey, sürüngenler, sülükler, bağırsam parazitleri, bitler,
Ey kudurmuş itler!
Ey, yüzü yırtılmış köçekler, fırıldak varyeteler,
Ve ey, dinsiz-imansız çeteler!

Beni tutmayın ulan, burama geldi dayandı,
Beni tutmayın, çizerim o çirkin suratınızı!
Yıllardır öyle çok sömürdünüz
Ve öyle çok kan kusturdunuz ki;
Ulan, şimdi bir şarjöre diz çöktürürüm alayınızı!.